Madem
konuya kaval kemiğinden daldık, birkaç bir şey karalayayım bu minvalde. Kargo’nun
“Boğaziçi” şarkısı doğu-batı ayrımını ve ülkemizin; bu ayrım ve farklılıkların
ortasında olduğunu pek güzel, kendine yabancı bir edayla anlatmaktadır.
Şarkının “gülmek” ile ilgili sözleri şu şekildedir:
Gülmek doğuda utanç, kibir anlamında
Batıda ise doğal bir istek sanki
Tabi ki her genelleme gibi
bu sözler de yanlışlık içeriyor. Lakin eğer bu sözlerin doğru olduğunu ele
alırsak, biz gerçekten de her şeyin ortasındayız. Ülkemizde en çok gişe yapan
filmleri düşünün. İnsanlar gülmeyi seviyor değil mi? Komik olmasalar da; komedi
filmleri, Türkiye’de daima gişe yapmıştır. Komedyenler komik olmasalar bile hep
el üstünde tutulmuşlardır. Fakat bir ortak alanda kahkaha atana daima garip
gözlerle bakılır, otobüste mizah dergisi okuyana deli muamelesi yapılır,
özellikle arabada şarkı söyleyen erkeğe hiç rastlanmaz, kendi kendine gülenler
etrafa bir gülümseme yerine esef dağıtırlar. Çünkü dün sabah ben yine o “ne
gülüyorsun …!?” bakışlarını yiyordum arabamda, trafik sıkışıklığında.
Asıl anlatmak istediğime geleyim; dün sabah fark ettim ki
ben de radyo programcısıyım aslında. Hem de çok sadık iki dinleyicim var.
Yalnız yayın saatlerim herhangi bir düzen, hatta orantı bile taşımaz. Büyük
ihtimalle uyandığım saatlere denk gelir. Uyandığım saatler ise büyük ihtimalle
belirsizdir. Yataktan kalkarım, aşağı inerim, Bella (köpeğim, o bir poodle
terrier) beni merdivende karşılar, onu severim, kettle’in tuşuna basarım,
bardağıma şeker ve kahve koyarım, bilgisayarımı açarım, sigara yakarım, hazır
olan kaynar suyumu bardağa boşaltırım, bilgisayarın başına otururum ve yayın
başlar. Herhangi bir şarkı listesi hazırlamam. En son şarkı bana ne
hatırlatmışsa, onun izlerinden giderim. Neşeli şarkıları pek sevmem. Olsa olsa
neşeye bürünmüş hüzünlü şarkılar dinler ve çalarım. Bu sırada haberleri okur,
bunları yorumlar, şarkılara eşlik eder, yanımda duran köpeğime boş cümleler
kurarım. Bilmem Bella kimi düşünür ancak benim aklım hep sevdiceğimde olur,
yine şarkıların izinde mesajlar atarım ona. Ben ve Bella, daima beni dinleriz.
Güleriz. Çok gülersem Bella şımarır, dizime çıkar, kendini sevdirir, şımarma
belirtisi olan “dilini hafifçe dışarı çıkarma” mimiğini takınır, bazen
ellerinden tutarım, dans ederiz, birikmiş bulaşıklar eşliğinde birbirimize
saçma hareketler yaparız ve kendimce çok eğlenceli olan bu radyo programı bazen
yalnızca birkaç dakika, bazen ise saatler sürer.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder